Şenzen, Longgang, Pingji Bulvarı, Li Langzhou Teng Sanayi Bölgesi, Bina 3 +86-13510656446 [email protected]
İnsanların tekrar tekrar alışveriş yapmaya ikna edilmesinde markalı ambalajlama, markaların öne çıkması ve akılda kalıcılığı açısından gerçekten önemlidir. İyi bir ambalaj, müşterilerin mağazalarda dolaşırken ya da internet üzerinden alışveriş yaparken hatırladıkları bir hâle gelir. Araştırmalar, alışveriş yapanların yaklaşık yüzde 60'ının mağazada sadece dış görünüşünden dolayı bir ürünü eline aldığını göstermektedir. Bu durum, iyi tasarımın satışların gerçekleşmesindeki rolünün ne kadar önemli olduğunu gösterir. Ambalajlama sadece güzel görünmekle de sınırlı değildir; aynı zamanda markanın neye stand attığının bir kısmını anlatır ve şirket ile müşterileri arasında duygusal bağlar kurar. Kutulara kullanılan renkler, etiketlerde seçilen yazı tipleri, tüm bu küçük detaylar aslında insanların satın alma kararlarını etkiler. Bazen biri, bir ürünün ambalajının diğerinden daha çekici olmasından dolayı X markayı Y markaya tercih edebilir. Akıllı ambalaj sadece içindekini göstermekle kalmaz; aynı zamanda tüketicilerle kalıcı ilişkiler kurar ve onların sürekli olarak geri gelmesini sağlar.
Hediye kutuları günümüzde pazarlamada önemli bir rol oynuyor, şirketlerin dikkat çekmesine ve markaya ilişkin algıları iyileştirmesine yardımcı oluyor. Alışveriş yapanların yaklaşık yüzde 70'i şeyleri şık kutulara sarıldığında daha iyi geldiğini düşünüyor ve sadece vitrinde güzel görünmesi nedeniyle ekstra para ödemeye hazılar. Ürünlerin aslında sahip olduklarından daha değerliymiş gibi algılanmasında ambalaj gerçekten önemli. Pasta kutuları için de aynı durum geçerli. İnsanlar pastaların şık kaplara konulmuş olmasına bayılıyor. Araştırmalar, insanların önce kutunun güzel görünmesi durumunda içeriğin tadına daha iyi geldiğini düşündüğünü gösteriyor. Birçok şirket tatillerden etkinliklere kadar özel kutular geliştirerek hem hediye hem de tatlılar için özel seriler çıkarıyor. Bu da kutuların insanların zihninde markaları yerleştirmesini ve kutlamalarda akıllara gelmesini sağlıyor. Tatillerde özel paketlerle hatırlanan bir markayı tercih eden müşteriler daha sonra tekrar alışveriş yapmaya da daha meyilli oluyor.
Daha fazla şirket, özellikle sabun ambalajları için geri dönüştürülmüş kağıt gibi ürünlerde, çevre konusuna duyarlı olan insanlara hitap ettikleri için yeşil malzemelere yöneliyor. Pazar araştırmaları, alışveriş yapanların dörtte üçünün sürdürülebilirlik uygulayan markaları tercih ettiğini ve bunun zamanla marka sadakati oluşturduğunu gösteriyor. Örneğin alışveriş torbalarını ele alalım – günümüzde mısır nişastası bazlı plastiklerden mantar derisi alternatiflerine kadar pek çok farklı biyolojik olarak parçalanabilir alternatif mağaza raflarında yerini alıyor. İşletmeler yeşil ambalaj çözümlerine geçtiğinde hem atık miktarını azaltıyor hem de benzer değerleri paylaşan müşterilerle bağ kuruyor. Bu bağ sadece gezegen için iyi değil; şirketler ile en sadık destekçileri arasında kalıcı ilişkiler yaratıyor.
Yeşil sertifikalar, örneğin FSC ve Cradle to Cradle, çevreci ambalaj seçenekleri söz konusu olduğunda tüketicilerin güvenini artırmada gerçekten işe yarıyor. Son pazar araştırmalarına göre, alışveriş yapanların yaklaşık %60'ı doğrulanmış çevresel özelliklere sahip ürünler için ekstra ödeme yapmaya istekli. İnsanlar sadece satın aldıkları şeyin gerçekten ne olduğunu bilmek istiyor ve malzemelerin nereden geldiğini gösteren şeffaf etiketler burada büyük bir fark yaratıyor. Şirketler bu yeşil bilgileri gizlemek yerine açıkça paylaşacakları zaman marka imajlarında gerçek bir artış görülüyor. Sürdürülebilirlik, şirket olarak kimliklerinin bir parçası haline geliyor, sadece pazarlama lafları değil. Gerçekten de müşteriler, yeşil geçiş konusunda sözlerini eyleme döken markaları hatırlıyor.
Bir paketi açmanın insanlar tarafından hatırlanmasını sağlama konusunda kişiselleştirilmiş şeker kutuları gerçekten dikkat çekiyor. Bireylerin isteklerine göre ambalajlarını özelleştiren markalar, birinin kutuyu nihayet açtığı zamanda özel bir şey yaratıyor. İnsanlar bunun gibi şeylere gerçekten önem veriyor. Araştırmalar, alışveriş yapanların yaklaşık yüzde 80'inin kişiselleştirilmiş ambalaj için seçenek sahibi olmayı tercih ettiğini gösteriyor çünkü bu onları önemli hissettiriyor ve ürünün arkasındaki şirkete daha yakın hissediyorlar. Peki bundan sonra ne oluyor? Bu tür benzersiz deneyimler, insanların unboxing (kutu açma) maceralarının fotoğraflarını çevrimiçi olarak paylaşmalarına yol açıyor ve bu da doğal olarak markanın tanınırlığını artırıyor. Dolayısıyla kişiselleştirilmiş şeker kutuları gibi ürünlere yatırım yapmak sadece dış görünüşte iyi durması açısından değil. Zamanla müşterilerle kurulan daha güçlü bağlar ve markaya bağlılığın artması açısından da akıllı bir pazarlama stratejisi olarak işliyor.
Günümüzde şirketler tüketicilerle iletişim kurmaya çalıştıkça ürün ambalajlarında QR kodları ve diğer interaktif özellikler giderek daha fazla yer buluyor. Bu küçük kareleri neden bu kadar kullanışlı kılıyor? Hepsini düşünün: özel teklifler, ürünlerin nasıl üretildiğine dair arka planda yapılan çalışmalar ve hatta malzemelerin nereden geldiğine dair eğlenceli bilgiler gibi birçok farklı şeye kapı açıyorlar. Son verilere göre alışveriş yaparken tüketicilerin yaklaşık yüzde 40'ı bu kodları tarıyor ki bu da insanın bu teknolojiye ne kadar başlamış olsa da güvendiğini gösteriyor. Dikkat çekmek isteyen işletmeler için QR kodları, müşterilere ekstra bilgi vermenin yanında alıcı ile satıcı arasında önemli bir duygusal bağ kurarak çift kat görev yapıyor. Artık ambalaj sadece ürünleri tutmakla kalmıyor; aynı zamanda markalarla hafta hafta ürünleri satın alan gerçek insanlar arasında bir bağlantı kurarak sohbeti başlatan bir unsur haline geliyor.
Sert kılıflı hediye kutuları lüks ve üst düzey markalama imajı verir. Bu özellik, ürünün göründüğünün en çok önem taşıdığı yüksek segment perakende vitrinlerinde sıkça karşımıza çıkar. Bu dayanıklı kutular, ürünlerin sadece daha iyi görünmesini sağlamaz; aynı zamenda memnun müşteriler aracılığıyla tekrar satışların oluşmasına yardımcı olur. Pazar araştırmaları, insanların güzel şekilde paketlenmiş ürünlerin daha kaliteli olduğunu düşündüğünü ve buna bağlı olarak daha fazla harcama yaptığını göstermektedir. Kaliteli sert kılıf kutulara yatırım yapan firmalar, rakiplerine kıyasla daha hızlı dikkat çeker ve ödenen ücretin karşılığını almak isteyen tüketiciler tarafından daha fazla güven toplar.
Günümüzde sürdürülebilirlik giderek daha önemli hale gelmektedir. Bu da günlük plastiklerin yeterli olmadığı gıda ürünleri ya da tıbbi malzemeler gibi alanlarda daha fazla biyolojik olarak parçalanabilir seçenekler görmemizi açıklar. Markalar, ürünlerini zarar görmeyecek ve sağlam bir şekilde korurken aynı zamanda çevresel değerlere de sahip çıkabiliyorlar. Son anketler, alışveriş yaparken biyolojik olarak parçalanabilir malzeme kullanan şirketleri tercih eden müşterilerin oranının neredeyse yarıya ulaştığını göstermektedir. Rekabetçi olmaya devam etmek isteyen işletmeler için, bu tür paketlemeye geçiş, paketlerin içindekilere zarar vermeden aynı zamanda atık miktarını azaltma imkanı sunar. Sadece gezegen için değil, aynı zamanda müşteriler için de iyidir; çünkü çoğu zaman favori ürünlerinin yeni bir şey aldıklarında çöp sahasına gitmediğini bilmekten memnuniyet duyarlar.
Sürdürülebilir uygulamalarda öncü olmak isteyen işletmeler için biyolojik olarak parçalanabilen malzemelerin kullanılması kaçınılmazdır. Bu malzemeler hem ürün güvenliğini sağlar hem de çevresel sürdürülebilirliğe olan bağlılığı gösterir. Bu tür çözümleri tercih eden markalar, yeşil girişimleri ve sorumlu tüketimi önemseyen tüketicilerle daha güçlü bağlar kurabilir.
Geniş bir insan kitlesini cezbedebilmek, basit kâğıt torbalarla gösterişli pasta kutuları arasında nasıl bir karşılaştırma yapıldığına bağlıdır. Yapılan araştırmalar, alışveriş yapanların yaklaşık yarısının (%55) fazladan hiçbir şeye ihtiyaç duymadan sade ve anlaşılır ambalajları tercih ettiğini göstermektedir. Ancak bazı insanlar yine de çok detaylı yapılmış, gösterişli tasarımları tercih etmektedir. İnsanların zevklerinin bu kadar farklı olması nedeniyle şirketler, farklı gruplara hitap edebilecek esnek yaklaşımlar benimsemelidir. Bu da herkesi sattıkları ürüne ilgili kılar. Basit ve gösterişli ambalajlar arasındaki farkı anlayan markalar, her iki uçtaki müşterileri de elinde tutma imkânı bulur. Örneğin bir kişi bir gün sadece bir market poşeti alırken, ertesi gün gösterişli bir hediye kutusuna para harcayabilir. Bu nedenle tekrar tekrar satın alma işlemi yapılması açısından farklı seçeneklere sahip olmak önemlidir.
Markalar kişiselleştirmeye ciddi olarak odaklandığında, müşterilerin tekrar tekrar gelmesini sağlamada somut sonuçlar elde etmeye başlarlar. Bazı araştırmalar, kişiselleştirilmiş deneyimler sunan şirketlerle çalışanların yaklaşık %40 daha fazla sadık kaldığını göstermektedir. Verilere baktığımızda günümüz iş dünyasında bu konunun neden bu kadar önemli olduğunu görebiliriz. Müşteriler, şirketler bireylerin isteklerine göre ambalajlarını ya da sundukları ürünleri değiştirdiğinde bunu gerçekten takdir ederler. Örneğin Amazon'un öneri sistemi, kullanıcıların orada tekrar tekrar alışveriş yapmasını sağlar. Kişiselleştirilmiş deneyimler yaratmak için kaynak ayıran şirketler genellikle uzun vadeli müşteri sadakati oranlarında daha iyi sonuçlar elde ederler. Sadece kâr amacı gözetmenin ötesinde, bu tür bir strateji tüketiciler ile markalar arasında daha güçlü duygusal bağlar kurmaya ve bu şirketlerin müşteri kalplerini ve cüzdanlarını kazanma yarışında öne çıkmasına yardımcı olur.